Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Faşizm
Bürokrat kapitalistler, halkı ulusal şovenizm ve burjuva popü lizm kışkırtmaları ile aldatmanın özel işlevini yerine getirirler. ABD emperyalizmi, feodalizm ve bürokrat kapitalizminin kötülüklerine karşı ulusal kurtuluş ve halk demokrasisi için mücadele eden dev- rimci hareketi parçalayıp bozmak için parlamenterizmi kullanırlar. Çaresiz
Sayfa 164Kitabı okudu
712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Geleceğin Dünyasından Geçmişin İzleri
1960’lı yıllarda yazılmış, epik ve modern bir destansılığa sahip olan “Dune” evrenine giriş niteliği taşıyan bu yapıtın henüz ilk sayfalarında şu diyaloglar geçmektedir: "Neden insanları bulmak için sınav yapıyorsunuz?" diye sordu. "Sizi özgürleştirmek için." "Özgürleştirmek mi?" "Bir zamanlar, insanlar
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,7bin okunma
Reklam
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201273 okunma
Abbasîler - Bölünmeler: Doğu Bölgesi
Abbasi Hilâfeti nin batı bölgelerinde genellikle Arap hanedânlar (Tolunoğulları ve İhşidiler hariç) bölgeyi kendi aralarında paylaşırken, doğuda ise esas itibarıyla Türk ve İranlı hanedânlar aynı işlevi yerine getiriyorlardı. Tahiriler (821-873) Doğu İran'da bir hanedân kurdular. Aynı şekilde Saffâriler (867-1163), Sâmâniler (819-1005) kısa süreli devletler kurdular. Bunları Türkler tarafından kurulan Karahanlılar (840-1212. İslâm'ı kabulleri 945), Gazneliler (963-1186), Selçuklular (1040-1157) ve Hârizmşahlar (1097-1231) takip etti.
480 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
“NE KUTSAL, NE ROMA, NE İMPARATORLUK… SADECE BİR ALAY ALMAN” Voltaire
Yakın zamanlı bir Viyana seyahatinin de etkisiyle ne zamandır merak ettiğim, daha doğrusu anlamaya çalıştığım konulardı: Kutsal Roma İmparatorluğu ve Habsburglar. Martyn Rady’nin “Habsburglar” (Kronik Yayınları) kitabı bana istediğimi verdi diyebilirim. “Habsburg”lar (Ailenin sonradan sonraya sahiplendiği bu isim, bugün İsviçre sınırları içindeki
Habsburglar
HabsburglarMartyn Rady · Kronik Kitap · 202166 okunma
Özellikle Osmanlı - Safevî ilişkileri okunurken görülüyor ki Türk tarihçiliği asırlar boyunca Türklerin hakimiyetinde olduğu hâlde hanedan farklarına değinmeden İran devletini tek devlet sayıyor ve başta Safevîler de olsa Avşarlar da olsa İran'a İran diyor fakat Türk devletini tek saymayıp her hanedanı ayrı devlet olarak ele alıyor. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklusu ve Osmanlı farklı devletler değildir. Devlet aynı devlettir yalnızca hanedanlar değişmiştir ve Türkiye o devletin ta kendisidir.
Reklam
Bizim şimdiye kadar sahip olduğumuz tarihi görüşümüz yanlıştır. Çünkü bizim için millet- devlet esasını kabul etmek milli menfaatlarimiz için daha uygun olduğu halde, biz, millet tarihi şöyle dursun, devlet ve vatan tarihini bile bir yana bırakarak, yalnız sülâle ve rejim tarihini esas olarak kabul ettik. Her sülâleyi bi devlet sayarak, şimdiye
Sayfa 11 - Türk Tarihine Bakışımız Nasıl Olmalıdır?Kitabı okudu
Felaketzedelerin Ömür Boyu Minnet Duyacakları Bir Yazar! Türkiye'de bizimle ilgilenen biricik insan bugün Allah'ın rahmetine kavuşmuş olan rahmetli Ziyad Ebüzziyad idi. Ziyad bey, o yıllarda Tasvir Gazetesini yayınlıyordu. Bir seneyi aşkın bir zamandan beri Avrupa'daki Ruslardan kaçan felaketzedeler hakkında yazıp duruyor, İsmet
İttihatçıların hakkını teslim eden sarih bir ifade:
Biz Türk milleti olarak talihsiz bir millettik. Başımızda oturanlar veyahut ayrı ayrı bölgelerde devletler kurmuş olan hanedanlar Türklüğü değerlendirmemişlerdi. Fetih'ten fetihe koşturdukları, devleti ve bayrağı için canını veren ailesini bile düşünmeyen kahramanların mensup olduğu Türk milletinin değerini bilmemişlerdi. İttihat Terakki iktidarına kadar ne Türkistan'daki, ne Kırım'daki, ne Kafkasya'daki, ne Azerbaycan'daki, ne de Türkiye'deki Türk asıllı sülalelerin başındakilerin hiç birinde Türklüğü değerlendirmek, savunmak, refaha oturtmak, devletinde hakim kılmak, onun milli münevverliğini yetiştirmek hiçbirinin aklına gelmemişti. İktidar oldukları günden harbi kayıp ettikleri güne kadar ömürleri savaşlarda geçen İttihat Terakki iktidarı ise Anadolu'ya gelişimizden bin seneye yakın bir zaman sonra Kurtuluş Savaşı'nı başlatan ve zaferle sonuçlandıran subaylarla birlikte bir avuç da olsa milli münevver yetiştirmiş, Türklük duygularını himaye etmiş ve bu subayların içindeki Mustafa Kemal'e Türklüğü savunmayı, Türk milliyetçiliğini devlet felsefesi yapmak ruhunu vermiştir.
Güneşin doğduğu topraklardaki Basra'dan Uzak Batı'da, Mağrib'deki (Cezayir) Biskra'ya dek tüm topraklar büyük bir durgunluğun pençesinde öylece uzanıyordu. Bugün bu alan Ortadoğu olarak adlandırılıyor; fakat bir zamanlar adı Osmanlı İmparatorluğu idi. Halkı çok çeşitli ırklardan Araplar, Rumlar, Ermeniler, Kartlar ve Yahudiler
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.